11 Şubat 2011 Cuma

absürdotobiyografi_hazar

O zaman boşvermiştim.Yani yaşım yok. Var diyorlar ama ben bilmiyorum.Bilsem bile söylemezdim. Adım Muktedir, Soyadım Porselen. İşim kapı kapı gezip insanları, sıkılan, evinde sıkılan, insanları eğlendirmek. Çene çalmak . İsteyenlerle oturuyoruz. Salonlarda, mutfaklarda. Çay kahve falan da veriyorlar. Ev yapımı kurabiye bazen bira, rakı, ne varsa.Tanrı misafiri usulü. Benim için hayat sıkıcı değil. Nasıl olabilir ki? Geziyorum, farklı binalarda, odalarda. Bazen aşık oluyorum birine, genci yaşlısı. Kısa süreli mutluluklar yaşıyoruz. Akşamları eve gitme gibi bir durumum yok. Bacaklarım, ayaklarım güçlüyse yürüyorum ve bir eve kapağı atıyorum.
İnsan eğlendirmenin mesaisi olur mu? Paramı böyle kazanırım.Elime para değmeden. İhtiyaçlarım para olur.Paraya dokunmam. O da bana dokunmaz. Ben insana dokunurum, sesle, gülücükle, endişeyle, elle. O da başarabilirse bana dokunur.Budur benim için hayat. Oradan oraya uzanmak.

10 Şubat 2011 Perşembe

absürdotobiyografi_Neslihan

ADım SOYADım: İNDİGO ANOMİ

ÖLÜMüm: 12 ŞUBAT 2011

ARAF: 7-12 ŞUBAT

DOĞUMum: ?

'Ömür boyu öyküsü kayıp bir kahraman' olacağımı öylediler; ama ben otobiyografimi anlatıp 'boşa ÖLÜ jokeri' demelerini önledim o geveze insanların. Henüz doğmadığım söyleniyor ama doğduysam bu 'saray empoze seks' sonucudur. Engelliye filler sahip vakası'nda uğruna savaşılan prenses annemdi kaldı kol. Bu yüzden bir tek kolum var. Gözüm ise babamın savaş ganimetiydi. Yarısını bir başka kahramanla paylaşmak zorunda kaldığı için küçüldüm. Babam da söylentilere göre maraton gözü ile evlenip kaçmış. Gözlere takıntılıymış.

Yalnız kaldıktan sonra sarayın emrinden kaçıp JOKER olmaya karar verdim. Fakat beni takip etmeye başladılar. kral koluma sahip olmak istiyordu, düşman ülkedekiler de gözüme saldırı düzenleyip duruyordu. Beni parçalayıp yeniden düzenlediklerinde ARAF taydım. O süreç boyunca oradan buraya çekildim. 'emrettiğiniz için ölmem bırakıyorum.' diyerek 12 Şubatta sahneden çekildim; ama hala 'DOĞMADIM.'

Mezar bulutumda şarkı çalıyor. Dinlemeden geçme!

fade/scrapsound/OUT ?






absürdotobiyografi_cagin


AKINTIDA SÜRÜKLENEN ÇOCUK

Merhaba beni okuyan sizler,

Nasılsınız?

Ben kim miyim? Hmmm…

Kaç yaşında olduğumu ve nerede doğduğumu bilmiyorum. Adım yok. Beni eskiden beri tanıyanlar, “akıntıda sürüklenen çocuk” diye çağırırlar. Gözlerim iyi görmez, kulaklarım iyi işitmez benim. Hatta inanır mısınız yüzme bile bilmem.

Sahil insanları, mektuplarını şişelere tıkıştırıp denize bırakırlar ya, hah tamam işte! O mektupları tee uzaklara ulaştırmak benim yegane işim. Bazen çok uzun yolculuklar yaparım, günlerce suda kalırım.

Biraz tembel biraz da dalgın olduğumu söylerler. Bu lafa inanmam. Kimileri de yaşadığım olaylar karşısında suratımdaki tepkisizlikten şikayet eder. Hiç umursamam. Sırf bu yüzden köpekbalıklarının midesinde gözlerimi açtığım ve sindirilmeden kurtulduğum hikayelerime inanmazlar. Yalancı değilim, ama kendimi inandırmak için uğraşmam.

Çoğu zaman iş üzerinde uyuyakaldığım doğrudur. Güneş doğduğunda yosun tutmuş kayalıklara takılır kalırım. Yolumu bulamaz olup kaybolduğum zamanlar çoktur. Kayalıklar ve yardımsever yengeçler civarda yoksa deniz kaplumbağaları beni sırtında taşır, sahile bırakırlar. Onlar benim gerçek dostlarımdır. Onları çok severim.

Uyuyakalmadığım zamanlarda sırf merak için başka kıyılara doğru gittiğim de doğrudur. Başka sahillere sürüklenirken bazı şişeleri yolda kaybedebilirim. Kızmayın, onları bulmak için mutlaka geri dönerim. Öyle ki daima sözümün eriyim, ne yapar eder bir gün mutlaka mektubunuzu sahibine iletirim.

duy/çiz/duy







absürd manifesto

Filmler bekliyor.

Kaybediyoruz.

Araf diğer gözler ezmez bronz moda meselemizdir.

Burnumuzu şaşırt, yeni gözlerle Adriyana Lima, Kral Arthur’un masasına

Facia çalışanlarının şart çapraz.

Şef, neden gürledi ambalaj sizin de tüp.

Politika aldatacak şey tiroid

Pozlar, yetkili duellosu ve oyun.

Dönüşü fren madalya

Saltimbanco, toplum,medya,özürlüler

Tırlar İstanbul Hipokrat var ömür boyu öyküsü kayıp

İhanet

İspat pazartesi hayalet sanat BM USA

Gündem için popilist kör şarkıcı hayat ödeyin

Tezgahlanmış Yaşar’da duyurdu

Hayat çıkar şeyi

Oyun illede menkul kerameti mod piyasalarda kızların adını

Çocuklar aslan sekiz pele

Maraton gözü evlendi önceden rövanşı tamam söyledi yolda aynı

Alasını sesler karşı yoksulun cumhuriyet elveda inci mısır kılıç kutsal

Karnesi ucube dünya out mısır’da stres bastı vaatleri fena

Gülmeyi gözdağı kal mısır karışan firmaya

Engelliye sahip vakasıplastik astroloji soyunma

Sırtında yoksa fenalık ayrışmada

Enfantil besle mübarek ölü

Şaşırtmadı Obama öğretme aynı benden hırsız

Annemdi kaldı kol

Bu renklendiriyor mecliste 4-2

Emrettiniz için ölmedim.

Bırakıyorum sahne işbaşında

Dün bugün ayrışmada

Yönetici bizimmiş gitti giremez kızdıracak iddası

Saman deve arıyor iş pravun türk kadını döne

İstanbul’a karakol amacı var mı?

150 kamyonet Rasim düşen iş yerindekaybettiler

Bu ittifak içintehdit çıkış 5 hibrit tek bir saray empoze esks

As domino zamanda daldı

Söz lira turist öfkelendiriyor

Köşesindemoda aslan Yaşar karşı

Bizim nevi Pazar devam verdi başrolü Alex’e vermiş, kuralsız Joker

Ostim var özgürlük



9 Şubat 2011 Çarşamba

absürdotobiyografi_deniz

ÖTÖBİYÖGRAFİM

Merhaba. Benim adım Ali. Bu da benim otobiyografim.

Aslında oldukça sıradan, hatta sıkıcı biriyim. Hepiniz gibi bir çocuk oldum; hepiniz gibi güldüm, ağladım, büyüdüm… Hepiniz gibi bir gözüm orada, bir gözüm burada. Sizin de burnunuz ve kaşınızın yer değiştirdiği oluyordur. Boş zamanlarımda kitap okumaktan ve arkadaşlarımla buluşmaktan hoşlanırım. İlkokuldayken, bir gün çok acıkıp kulağımı yediğimi belirtmeliyim. Annem çok sinirlenip, burnumu almıştı. Koca bir hafta koku alamadım; fakat bu sayede, gözlerimle koklamayı, ellerimle tat almayı öğrendim. Sizi de köpekler kovalamıştır sık sık. Ben hep zürafaların peşinden koştum. Boynumla ayak bileğimin yer değiştirmesiyse, lise yıllarıma rastlar. Lisede çok tembel bir öğrenciydim. Sırada oturmaktansa, koltukta uzanmak sizce de harika değil mi? Popomun yerine bir koltuk olsun isterdim. Yazık ki babam, bu işlemin çok pahalı olduğunu söylerdi. Sahip olduğum her şeyi aileme borçluyum. Onlarla geçen hayatım boyunca bolca üşüdüm. Hepiniz gibi ben de, üşüdüğüm zaman derimle iç organlarımın yerini değiştirmekte buldum çareyi. Tüm bunların zararlarını çok geç öğrendim. İşte bu yüzden, bugün, tam anlamıyla her yerim her yerimde. Tamamen sıradan olduğum, sizden farksız olduğum da apaçık ortada…

- Mesleki başarıları: Kayıtdışı’04 posterinde özportresiyle yer aldı.